Euroleague’de yeni formata geçildikten sonra artan maç temposu oyunun keyifsiz yönünü daha da ön plana çıkardı: Sakatlıklar!
Bir takım şampiyon olmak için yola çıktığında bütçe, transferler ve takım kimyası gibi unsurlara odaklanılır. Ancak en az bunlar kadar önemli olan bir durum daha var: Sağlıklı olmak.
Burada da son yıllarda özellikle NBA’de çok tartışılan, bizim de yavaştan duymaya başladığımız “Load Management” konusunu tartışmak istedim.
“Load management” basit haliyle sporcunun her anlamda yüklenme miktarının onun kapasitesine uygun olarak ayarlanmasıdır. Konuyu birazdan derinleştirmeye çalışacağım. Öncelikle bir sporcu ne zaman sakatlanır bunu anlamamız gerekiyor.
Bir sporcunun sakatlanmasını etkileyen birçok faktör var. Ama bunlardan en çok kabul göreni ve bilimsel olarak en yüksek kanıt seviyesinde destekleneni AŞIRI YÜKLENME yani “Overtraining” dediğimiz durum. Teknik terimlere çok girmeden anlatmam gerekirse bir sporcunun “overtraining” durumunda olduğunu söyleyebilmemiz için iki kavramı bilmemiz gerekiyor. 1) Akut yük 2) Kronik Yük
Kronik yük sporcunun maç ve antrenmanlarda düzenli olarak maruz kaldığu yük miktarı, akut yük ise belirli bir dönemde yüklenen anlık yük miktarını ifade ediyor. Overtraining durumunu ise Akut yükün kronik yüke oranını alarak belirliyoruz.
Aşağıdaki grafikte yüklenme miktarının artmasıyla sakatlık riskinin ne ölçüde arttığını görebilmek mümkün. Gelin bir de bunu yakından tanıdığımız birkaç örnek üzerinden inceleyelim.
Geçen yıl Fenerbahçe normal sezonda fırtına gibi eserken çok büyük bir hata yaptı. İzlediğimiz bütün maçlar final havasında geçiyordu. Bu da kusursuz Obradovic sisteminin belki de en kilit oyuncusu olan Jan Vesely’nin sakatlanmasına neden oldu.
Vesely Euroleague’in ilk 10 haftası ortalama 22,6 dakika süre alırken 10 ila 15. Haftalar arası ortalaması 31,6 dakikaya yükseldi. TBL’de de aynı tablo söz konusuydu. Ekim ayında oynadığı ilk 3 maçta ortalama 20,3 dakika süre alan JV, Kasım ayında ortalama süresini 28 dakika, Aralık ayında oynadığı maçlarda da 24 dakikaya çıkardı. Yalnızca bunlara bakarak bile elimizde net bir şekilde “overtraining” durumunu gözleyebiliyoruz. Buna yoğun idman temposunu, deplasman yolculuklarını, Euroleague çift maç haftalarını, özellikle TBL’deki bazı deplasmanlara ulaşımın zorluğunu eklediğinizde durum daha dramatik hale geliyor.
Yukarda bahsedilen dönemden 1 ay sonra Jan Vesely bir ameliyat olmak zorunda kaldı. Hikayenin geri kalanını hepimiz biliyoruz. Fakat bu yalnızca Fenerbahçe’nin düştüğü bir hata değil. Geçen yıl en fazla süre alan oyuncularına baktığımızda üzücü bir tabloyla karşılaşıyoruz:
Listedeki beş oyuncunun ikisi sezona daha giremediler bir tanesi de kronik sakatlığından dolayı son iki maçını kaçırdı.
Peki takımlarımız bundan gereken dersleri aldılar mı? Bence cevap kısmen evet. Ama daha iyisi olabilir mi? Kesinlikle. Öncelikle oyuncularımızın dinlendirilmesi için ağrı hissetmelerini beklememek gerekiyor. Bunun üzerine ciddi mesai harcanmalı.
İkincisi de Euroleague ve TBL’de tüm maçları kazanma zorunluluğu hissedilmemeli. Takımlarımız playoff’ta ve Final Four’da kazanan olmak istiyorlarsa oraya hazır olmak zorundalar.
Load Management konusunu ABD’de popülerleştiren Kawhi Leonard bazı maçlara çıkmadığı için çok eleştiri aldı. Kariyeri boyunca sakatlıklarla uğraşan bir sporcunun böyle bir karar alması kesinlikle doğru bir karardı.
Nihayetinde de sezonun sonuna sağlıklı bir şekilde girdi ve takımını şampiyon yaptı. Darısı takımlarımızın başına.
Uzm. Fzt. Ramazan Kurtulmuş
Leave a Reply